Uluslararası Esenyurt Film Festivali #sinema #belgesel #yarışma

ENGİN ÇAĞLAR
CEM ÖZER
NAZİF TUNÇ
BÜLENT BİLGİÇ
DENİZ BARLAS



ESENYURT



(Farklı Kültürler Festivali/Esenyurt)



Dünyanın sayılı metropollerinden biri olan İstanbul’un Esenyurt ilçesi en hızlı gelişen ve en fazla farklı etnik toplulukların birarada yaşamaya başladığı bir olmaya başlamıştır.

Esenyurt bu kozmopolit yapısıyla Medyada daha çok suç dosyaları ile gündeme getirilmeye çalışılırken, oysa bu çok dilli, dinli ve çok etnik yapılı topluluklar beraberinde taşıdıkları kültürel ve sanatsal varlıklarıyla daha çok gündeme gelebilirler.



Suçlar ve ayrışmalar üzerinden gündemde tutulmaya çalışılan Esenyurt’u bu çok etnik kökenin renkli kültürleriyle, sanatlarıyla gündeme gelmelerini sağlamak yerel yönetime daha saygın bir noktaya taşıyacaktır. Dünyada bir çok şehir bu sorunu bir zenginliğe dönüştürmeyi başarmıştır.



Newyork, Londra, Berlin gibi büyük metropoller bu “Multicultur” kavramından yola çıkarak kentlerinde çok önemli kazanımların kapısını açmışlardır.

Potansiyel suçlu ve fazlalık görmek yerine bu yerleşimcilere kendilerini doğru ifade edebilecekleri, saygınlık kazanacakları ortamların açılması zaman içinde kende çok büyük zenginlikler katmıştır. Bu yaklaşım bir yandan onların potansiyel suç görülme algısını değiştirirken, bir yandan da kültürel ve sanatsal kazanımlar sayesinde hem kendilerine hemde kentin uluslararası saygınlık kazanmasına ortam sağlamışlardır.



Bu yüzdendir ki Esenyurt’un bir MULTİCULTUR FESTİVAL’ine ihtiyaçı vardır.

Sinemadan, müziğe, el sanatlarından plastik sanatlara tümünü kapsayan bu festival sayesinde Esenyurt bütün dikkatleri üzerine çekebilir.

Elbetteki böyle organizasyonlar bir anda olacak veya kabaca yapılıp geçiştirilerek işler değildir. Ön çalışması konunun uzmanları tarafından araştırılıp, tespitler yapıldıktan sonra elde edilen veriler ışığında bir organizasyona girilmelidir.



Bu tür organizasyonlara söz konusu kültürlerin kendi temsilcilerini dahil ederek yapıldığında başarıya ulaşıldığı bilinen bir gerçektir.



Bu organizasyonun elbetteği ciddi bir bütçeye ihtiyacı vardır. Konuda uzmanların doğru çalışmaları ve ilişkileri sayesinde uluslararası fonlardan en kolay destek alabilecek projeler bu tür projeler olduğu unutulmamalıdır.



Esenyurt’un bu özel yanını dikkate alarak uzun soluklu bir stratejinin temellerini çok geç kalmadan atmaya başlamalıdır.







Esenyurt, dışlanma potansiyeli ile kendine refleks oluşturan etnik toplulukların yaşadığı yer değil, kültürü ve sanatıyla da varlığını kabul ettirmeye çalışan sempati yaratmaya çalışan insanların biraraya geldiği kent olarak varlığını ortaya koymalıdır.





Esenyurt, en çok etnik göç alan bir bölge olarak, sadece bu göç toplulaklarını kabul eden bir kent olmanın ötesine geçip, bu farklı etnik yapıların kendilerini kültür ve sanatlarıyla da ifade edebildiği ortama dönüşmelidir.



MULTICULTUR FESTİVAL/ESENYURT girişimi bu temel gelecek politikasının temelini atacaktır.



Reis ÇELİK

Gani Rüzgar ŞAVATA