ULAŞAMADIĞIN ÖĞRENCİ SENİN DEĞİLDİR!
ULAŞAMADIĞIN ÖĞRENCİ SENİN DEĞİLDİR!
Osmanlı sadrazamlarından Halil Rıfat Paşa’nın Sivas valisiyken, Giresun-Şebinkarahisar yolunun yapımı sırasında “Gidemediğin yer senin değildir.” sözünü söylediği rivayet edilir. Paşa haklı olarak ulaşamadığın yere hizmet götüremez, hizmet götüremediğin yere de hâkimiyet kurup sahip olamazsın demek istemiş olmalı.
“Öğretmenleri öğrencilerine ulaşmaktan alıkoyan engeller nelerdir, onlara neden ulaşamayız, ulaşmak için neler yapabiliriz?” gibi soruların cevabını aramak üzere Halil Rıfat Paşa’nın sözünden ilhamla “Ulaşamadığın öğrenci senin değildir.” başlığı altında değerli meslektaşlarımla düşüncelerimi paylaşmak istedim.
1. Öğrencilere ulaşmanın ilk adımı onlarla bağ kurmaktır. Bağ kurulduktan sonra onlara ulaşmak kolaylaşır. Öğrencilerle bağ kurmanın yolu duygusal iletişimdir. Öğretmen en zor şartlarda bile iletişim kanallarını açık tutmalı ve yüreğini öğrencilerin yüreklerine değdirmelidir.
2. Öğrenciler “Ben varım, buradayım ve değerliyim; beni görün.” diye feryat ederler. Yüreği ile duyan öğretmenler öğrencilerine ulaşma konusunda daha başarılıdır.
3. Öğretmeni öğrencilerine ulaştıran bilgisi değil onlarla kurduğu ders/konu dışı ilişkilerdir. Dersin içeriğine odaklanmak, ders dışı ilişkileri ihmal etmek öğretmenleri öğrencilerinden uzaklaştırır.
4. Kusur aramak öğretmenin öğrencilerine ulaşmasını engeller. Öğretmen öğrencilerinde iyiyi aramalı, iyi taraflarını görmeli ve gördüklerini onlara hissettirmelidir.
5. Öğrencileri olduğu gibi kabul eden, potansiyellerini keşfetmeye ve gelişmelerine katkıda bulunmaya çalışan öğretmenler onlarla daha sağlam bağ kurabilirler.
6. Vermek insana haz yaşatır. İhtiyaç hissedene almak da haz yaşatır. Öğretmen öğretmekten haz alıyorsa öğrenci de istekli olduğunda öğrenmekten haz alır. Öğrenciler, kendilerini öğrenmeye istekli hale getiren öğretmenlere daha gazla yaklaşırlar.
7. Öğretmen öğrenciye ne kadar açıksa öğrenci de öğretmenine kendini o kadar açar. Öğrencilerinin eleştirilerine açık olan öğretmenler onlara daha kolay ulaşırlar.
8. Güleryüzlü olmak ve pozitif mesajlar vermek öğretmenleri öğrencilere ulaştırır. Doğal olarak öğrenciler kendilerine somurtarak bakan veya kendisini sürekli eleştiren öğretmenle bağ kurmak istemezler.
9. Düşünen, sorgulayan veya itiraz eden öğrencilerini anlayışla karşılayan öğretmenler öğrencilerine daha kolay ulaşırlar. Ancak düşüncelerini açıkça ifade ettiğinden dolayı onları saygısız olarak niteleyen öğretmenlerin öğrencilerine ulaşması pek mümkün olmaz.
10. Öğrencilerine akademik başarıları veya akıllı uslu oldukları için değil insan oldukları için değer veren ve bunu onlara hissettiren öğretmenler onlara ulaşma konusunda daha başarılıdırlar.
Öğrencilerinize ulaşmanız dileklerimle.
Muhammet YILMAZ
Öğretmen/Eğitimci-Yazar
Osmanlı sadrazamlarından Halil Rıfat Paşa’nın Sivas valisiyken, Giresun-Şebinkarahisar yolunun yapımı sırasında “Gidemediğin yer senin değildir.” sözünü söylediği rivayet edilir. Paşa haklı olarak ulaşamadığın yere hizmet götüremez, hizmet götüremediğin yere de hâkimiyet kurup sahip olamazsın demek istemiş olmalı.
“Öğretmenleri öğrencilerine ulaşmaktan alıkoyan engeller nelerdir, onlara neden ulaşamayız, ulaşmak için neler yapabiliriz?” gibi soruların cevabını aramak üzere Halil Rıfat Paşa’nın sözünden ilhamla “Ulaşamadığın öğrenci senin değildir.” başlığı altında değerli meslektaşlarımla düşüncelerimi paylaşmak istedim.
1. Öğrencilere ulaşmanın ilk adımı onlarla bağ kurmaktır. Bağ kurulduktan sonra onlara ulaşmak kolaylaşır. Öğrencilerle bağ kurmanın yolu duygusal iletişimdir. Öğretmen en zor şartlarda bile iletişim kanallarını açık tutmalı ve yüreğini öğrencilerin yüreklerine değdirmelidir.
2. Öğrenciler “Ben varım, buradayım ve değerliyim; beni görün.” diye feryat ederler. Yüreği ile duyan öğretmenler öğrencilerine ulaşma konusunda daha başarılıdır.
3. Öğretmeni öğrencilerine ulaştıran bilgisi değil onlarla kurduğu ders/konu dışı ilişkilerdir. Dersin içeriğine odaklanmak, ders dışı ilişkileri ihmal etmek öğretmenleri öğrencilerinden uzaklaştırır.
4. Kusur aramak öğretmenin öğrencilerine ulaşmasını engeller. Öğretmen öğrencilerinde iyiyi aramalı, iyi taraflarını görmeli ve gördüklerini onlara hissettirmelidir.
5. Öğrencileri olduğu gibi kabul eden, potansiyellerini keşfetmeye ve gelişmelerine katkıda bulunmaya çalışan öğretmenler onlarla daha sağlam bağ kurabilirler.
6. Vermek insana haz yaşatır. İhtiyaç hissedene almak da haz yaşatır. Öğretmen öğretmekten haz alıyorsa öğrenci de istekli olduğunda öğrenmekten haz alır. Öğrenciler, kendilerini öğrenmeye istekli hale getiren öğretmenlere daha gazla yaklaşırlar.
7. Öğretmen öğrenciye ne kadar açıksa öğrenci de öğretmenine kendini o kadar açar. Öğrencilerinin eleştirilerine açık olan öğretmenler onlara daha kolay ulaşırlar.
8. Güleryüzlü olmak ve pozitif mesajlar vermek öğretmenleri öğrencilere ulaştırır. Doğal olarak öğrenciler kendilerine somurtarak bakan veya kendisini sürekli eleştiren öğretmenle bağ kurmak istemezler.
9. Düşünen, sorgulayan veya itiraz eden öğrencilerini anlayışla karşılayan öğretmenler öğrencilerine daha kolay ulaşırlar. Ancak düşüncelerini açıkça ifade ettiğinden dolayı onları saygısız olarak niteleyen öğretmenlerin öğrencilerine ulaşması pek mümkün olmaz.
10. Öğrencilerine akademik başarıları veya akıllı uslu oldukları için değil insan oldukları için değer veren ve bunu onlara hissettiren öğretmenler onlara ulaşma konusunda daha başarılıdırlar.
Öğrencilerinize ulaşmanız dileklerimle.
Muhammet YILMAZ
Öğretmen/Eğitimci-Yazar